HZ. EBU BEKİR ES-SIDDÎK (R.A)
İsmi Abdullah'tır. Künyesi Ebu Bekir'dir. Araplar arasında künye ile çağırmak âdet olduğundan, Ebu Bekir adıyla meşhur olmuştur. Hz. Ebu Bekir'in nesebi Murre'ye varır. Murre ise Rasûlullah'ın yedinci batından dedesidir. Böylece ikisinin de nesebi burada birleşmektedir.
Hz. Ebu Bekir (r.a), nazik ve canayakm biriydi. Şişman değildi. Sakalını ve saçını kına ile boyamayı severdi .
Hz. Ebu Bekir (R.A)'İn İlk Müslümanlardan Oluşu
Hassan b. Sabit, İbni Abbas, Esma bt. Ebî Bekir ve İbrahim en-Nâhaî, Hz. Ebu Bekir'in Kureyş'ten İslâm'ı ilk seçen kişi olduğunda ittifak etmişlerdir.
Hassan, Hz. Ebu Bekir (r.a) için şu beyitleri okuyordu:
"Eğer sadık bir dostu anıp üzüleceksen,
Kardeşin Ebu Bekir'i hatırla güzel işleriyle.
O, peygamberden sonra en iyisiydi yaratıkların,
Ve en adili, günahtan en sakınan.
O, omuzladığı davaya en vefakâr,
O, peygamberi doğrulayan ilk insan.
O, en tehlikeli anda Muhammed'e yâr.
Düşmanlar dağı çepeçevre sarıp tırmandığında,
İkinin ikincisiydi, yüksek mağarada.
Ondaki Rasûl aşkını görünce bildiler,
Hiç kimse denk olamazdı bu kahramana".
Hz. Ebu Bekir (R.A)'İn Doğumu
Ebu Bekir'in annesi Ümmü'l-Hayr'ın, doğan her oğlu ölürdü. Hz. Ebu Bekir (r.a) dünyaya gelince, annesi onu kucağına alıp Kabe'ye götürdü.
"Ey Kabe'nin sahibi Rabbim! Senden bu çocuğumu bana bağışlamanı, uzun ömürlü olmasını diliyorum" dedi. O anda bir ses işitildi:
"Ey Allah'ın kulu! Kucağındaki çocuk kurtulacak" dedi. Üm-mü'1-Hayr bunu işitince şükür secdesine vardı.
Ebu Bekir es-Siddîk (r.a), Allah Rasûlü'nü tasdikte öncüdür. "Atîk" (çok köle azad eden) lakabıyla anılmaktadır. Yaptığı ve yapacağı işlerde Allah (c.c) tarafından desteklenmiştir. Hz. Peygamber (S.A.V)'in yerleşik hayat ve yolculuktaki arkadaşıdır. Her durumda onun en şefkatli yoldaşıdır. Ölümünden sonra da, ilâhî nurlarla aydınlanmış Ravza'da Rasûlullah'la yan yana bulunmaktadır. Yüce Kur'an'da şahsına has övgü ile anılmaktadır ki, bu övgü ile o, seçkin kulların tümünü geride bırakmıştır. Aradan asırlar geçmesine rağmen onun izzet ve şerefine bir gölge düşmemiştir. Onun ulaştığı zirveye kuvvet ve görüş sahiplerinden hiç biri, him-met ve gayretlerine rağmen yetişememiştir. Çünkü tüm gizlileri bilen Allah; "Onlar mağarada iken o (Ebu Bekir), ikinin ikincisiy-di " buyurmaktadır. Diğer bazı âyet ve hadislerde de benzeri şeyler mevcuttur. Nassların ve diğer rivayetlerin, onun faziletini tasdik ettiği bilinmektedir. Bu haberler kuvvet bakımından güneşin ışıklarını en kesif bir şekilde yaydığı andaki durumu gibidir. Ebu Bekir (r.a) faziletlilerin faziletlisidir. O, İslâm yolunda çabalayıp didinenlerin hepsini geride bırakmıştır. Onun hakkında "...elbette içinizden (Mekke'nin) feth(in)den önce (Hak yolunda) harcayan ve savaşan(lar Ötekilerle) bir olmaz..." âyeti inmiştir. Ebu Bekir (r.a), davranışlarındaki ihlas sebebiyle ümmetin en Önünde yer almıştır. Allah (c.c)'tan kendisine, daima hak yolu gösteren bir seçme hassası vermesini dilemiştir. Mal, mülk ve fâni şeylerden sıyrılıp, kendisine hedef olarak tevhidin ikâmesini seçmiştir. Bu niyet ve çabası sebebiyle imtihan ve sıkıntılara maruz kalmıştır. O, ister cevher ister a'râz (burada manevî ve maddî menfaat sağlayan şeyler kastediliyor) ne olursa olsun, kendisi için değerli gösterilen her şeyi Allah (c.c) için terketti. Halkın beğenisinden sarfı nazar edip kendisini Hak'ka verdi.
Tasavvuf, yolların çoğaldığı anda İslâmî hakikatleri sıkıca sarılmaktır.
İsmi Abdullah'tır. Künyesi Ebu Bekir'dir. Araplar arasında künye ile çağırmak âdet olduğundan, Ebu Bekir adıyla meşhur olmuştur. Hz. Ebu Bekir'in nesebi Murre'ye varır. Murre ise Rasûlullah'ın yedinci batından dedesidir. Böylece ikisinin de nesebi burada birleşmektedir.
Hz. Ebu Bekir (r.a), nazik ve canayakm biriydi. Şişman değildi. Sakalını ve saçını kına ile boyamayı severdi .
Hz. Ebu Bekir (R.A)'İn İlk Müslümanlardan Oluşu
Hassan b. Sabit, İbni Abbas, Esma bt. Ebî Bekir ve İbrahim en-Nâhaî, Hz. Ebu Bekir'in Kureyş'ten İslâm'ı ilk seçen kişi olduğunda ittifak etmişlerdir.
Hassan, Hz. Ebu Bekir (r.a) için şu beyitleri okuyordu:
"Eğer sadık bir dostu anıp üzüleceksen,
Kardeşin Ebu Bekir'i hatırla güzel işleriyle.
O, peygamberden sonra en iyisiydi yaratıkların,
Ve en adili, günahtan en sakınan.
O, omuzladığı davaya en vefakâr,
O, peygamberi doğrulayan ilk insan.
O, en tehlikeli anda Muhammed'e yâr.
Düşmanlar dağı çepeçevre sarıp tırmandığında,
İkinin ikincisiydi, yüksek mağarada.
Ondaki Rasûl aşkını görünce bildiler,
Hiç kimse denk olamazdı bu kahramana".
Hz. Ebu Bekir (R.A)'İn Doğumu
Ebu Bekir'in annesi Ümmü'l-Hayr'ın, doğan her oğlu ölürdü. Hz. Ebu Bekir (r.a) dünyaya gelince, annesi onu kucağına alıp Kabe'ye götürdü.
"Ey Kabe'nin sahibi Rabbim! Senden bu çocuğumu bana bağışlamanı, uzun ömürlü olmasını diliyorum" dedi. O anda bir ses işitildi:
"Ey Allah'ın kulu! Kucağındaki çocuk kurtulacak" dedi. Üm-mü'1-Hayr bunu işitince şükür secdesine vardı.
Ebu Bekir es-Siddîk (r.a), Allah Rasûlü'nü tasdikte öncüdür. "Atîk" (çok köle azad eden) lakabıyla anılmaktadır. Yaptığı ve yapacağı işlerde Allah (c.c) tarafından desteklenmiştir. Hz. Peygamber (S.A.V)'in yerleşik hayat ve yolculuktaki arkadaşıdır. Her durumda onun en şefkatli yoldaşıdır. Ölümünden sonra da, ilâhî nurlarla aydınlanmış Ravza'da Rasûlullah'la yan yana bulunmaktadır. Yüce Kur'an'da şahsına has övgü ile anılmaktadır ki, bu övgü ile o, seçkin kulların tümünü geride bırakmıştır. Aradan asırlar geçmesine rağmen onun izzet ve şerefine bir gölge düşmemiştir. Onun ulaştığı zirveye kuvvet ve görüş sahiplerinden hiç biri, him-met ve gayretlerine rağmen yetişememiştir. Çünkü tüm gizlileri bilen Allah; "Onlar mağarada iken o (Ebu Bekir), ikinin ikincisiy-di " buyurmaktadır. Diğer bazı âyet ve hadislerde de benzeri şeyler mevcuttur. Nassların ve diğer rivayetlerin, onun faziletini tasdik ettiği bilinmektedir. Bu haberler kuvvet bakımından güneşin ışıklarını en kesif bir şekilde yaydığı andaki durumu gibidir. Ebu Bekir (r.a) faziletlilerin faziletlisidir. O, İslâm yolunda çabalayıp didinenlerin hepsini geride bırakmıştır. Onun hakkında "...elbette içinizden (Mekke'nin) feth(in)den önce (Hak yolunda) harcayan ve savaşan(lar Ötekilerle) bir olmaz..." âyeti inmiştir. Ebu Bekir (r.a), davranışlarındaki ihlas sebebiyle ümmetin en Önünde yer almıştır. Allah (c.c)'tan kendisine, daima hak yolu gösteren bir seçme hassası vermesini dilemiştir. Mal, mülk ve fâni şeylerden sıyrılıp, kendisine hedef olarak tevhidin ikâmesini seçmiştir. Bu niyet ve çabası sebebiyle imtihan ve sıkıntılara maruz kalmıştır. O, ister cevher ister a'râz (burada manevî ve maddî menfaat sağlayan şeyler kastediliyor) ne olursa olsun, kendisi için değerli gösterilen her şeyi Allah (c.c) için terketti. Halkın beğenisinden sarfı nazar edip kendisini Hak'ka verdi.
Tasavvuf, yolların çoğaldığı anda İslâmî hakikatleri sıkıca sarılmaktır.
En son Admin tarafından Ptsi Mayıs 03, 2010 11:01 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi